Kız Kulesi

Türkçe ismi ile Kız Kulesi, antik Yunan ve ortaçağ Bizans dönemlerinde Leander Kulesi olarak da bilinmektedir ve İstanbul’un Üsküdar kıyalarında olan İstanbul Boğazında küçük bir ada üzerinde bulunmaktadır.

Türkçe ismi ile Kız Kulesi, antik Yunan ve ortaçağ Bizans dönemlerinde Leander Kulesi olarak da bilinmektedir ve İstanbul’un Üsküdar kıyalarında olan İstanbul Boğazında küçük bir ada üzerinde bulunmaktadır.

Yüzyıllar boyunca bir deniz feneri olarak kullanılan kulenin içi eski Roma, Bizans ve Osmanlı başkentinin mükemmel bir görünümüyle, popüler bir kafe ve restoran dönüşmüştür. Özel tekneler günde birkaç kez kuleye gezi turları düzenlemektedir.


Galata Kulesi

İstanbul’da Haliç’in kuzeyinde bulunan, Türkçe de Galata Kulesi olarak anılan kule, Bizans zamanında Ceneviz ve Megalos Pyrgos tarafından İsa'nın Kulesi olarak da bilinirdi. Galata Kulesi kapaklı silindir şekli ile şehrin en çarpıcı yerlerinden biridir ve Haliç'in tüm silüetine hakimdir

Galata Kulesi, Ceneviz kolonisinin İstanbul’da ki genişleme dönemi olan 1348 yılında Christea Turris adıyla inşa edilmiştir. Böylece Galata, Ceneviz kalesini çevreleyen surlarının zirvesi olmuştur. Şu andaki Galata Kulesi, Haliç'in girişini kapatan ve devasa bir deniz zincirinin kuzey ucunun kontrolünü sağlayan Megalos Pyrgos adıyla bilinen eski Bizans kulesi ile karıştırılmamalıdır. Çünkü o kule farklı olup, 1204 yılında Dördüncü Haçlı Seferi sırasında büyük ölçüde tahrip edilmiştir.

66.90 metre olan kule(üstte süsü olmadan yüksekliği 62.59 metre) inşa edildiği yıllarda şehrin en yüksek yapısı olmuştur. 1638 yılında Hezarfen Ahmet Çelebi, Boğaz üzerinden Anadolu yakasındaki Üsküdar yamaçlarına bu kuleden yapay kanatlarla uçan en eski havacı olarak bilinmektedir.

AYASOFYA

Türkiye’de İstanbul’da bulunan Ayasofya (Kutsal Bilgelik, Türk Ayasofya) önce ataerkil bir bazilika, sonra bir cami, şimdi ise bir müzedir. Ünlü muazzam kubbe, Bizans mimarisinin bir simgesi ve dünyanın en güzel binalarından biri olarak kabul edilir. Ayasofya, 1520 yılında Ortaçağ Sevilla Katedrali tamamlanıncaya kadar geçen yaklaşık bin yıl boyunca dünyanın en büyük katedrali olmuştur.

Şimdiki bina aslında Bizans İmparatoru Justinian’ın emriyle 532 ve 537 yılları arasında kilise olarak inşa edilmiştir, aslında üçüncü Kutsal Bilgelik Kilisesi’dir (önceki iki ayaklanmada tahrip edilmişti). Milet Isidoros ve Tralles Anthemius adında iki mimar tarafından tasarlanmıştır. Kilisede özellikle 50 adımlık (15m) gümüş iconostasiste kutsal emanetlerden ve diğer eşyalardan oluşan büyük bir koleksiyon bulunmaktadır. Ayasofya yaklaşık 1000 yıl boyunca, Konstantinopolis Patriği’nin ataerkil kilisesi ve Ortodoks Bizans İmparatorluğu'nun dini odak noktası olmuştur.

1453 yılında, İstanbul’ u fetheden Osmanlı Türkleri ve Fatih Sultan Mehmed tarafından emredilerek camiye dönüştürülmüştür. Çan, sunak, ikonostas ve kurbanlık gemiler kaldırılmış ve birçok mozaiğin üzerinde sıvanarak kapatılmıştır. Osmanlı döneminde bina içine (dört minaresi dışında, mihrap ve minber gibi) İslami özellikler ilave edilmiştir. 1935 yılında Türkiye'nin laik Cumhuriyeti tarafından müzeye dönüştürülene kadar cami olarak kalmıştır. Ayasofya neredeyse 500 yıl boyunca İstanbul’un ana camii olarak, Sultan Ahmet Camii, Şehzade Camii, Süleymaniye Camii ve Rüstem Paşa Camii gibi Osmanlı camilerinin çoğu için bir model olarak görev yapmıştır.

KAPALIÇARŞI

Rengârenk ve kaotik olan Kapalı Çarşı, İstanbul'un Eski Şehrinin kalbidir ve yüzyıllardır böyle olmuştur. 1461’de Fatih’in emriyle inşa edilen küçük bir kubbeli bedesten olarak başlamıştır. Sonrasında bedesten, komşu dükkanlar ve hanlar arasındaki geçişlerin sağlanması ile geniş bir alanı kaplamış, yayılarak ve labirent şeklini aldığı varsayılarak geniş bir alanı kapsayacak şekilde büyümüştür. Bugün burada gizli hanları keşfetmek için kapılara doğru yöneldiğinizde, iş yerindeki esnafları izlemek için dar şeritlerden saparak ana caddeleri gezdiğinizden emin olun. Çok çay içmek, her hangi bir ürün için fiyattan aldıktan sonra fiyatları karşılaştırmak ve pazarlık yapmak zorunludur :) . Ziyaretiniz için en az üç saat ayırın çünkü bazı gezginler burada üç gün geçirirler...

Mısır Çarşısı

Pazar, 1660'lı yıllarda Yeni Cami'nin bir parçası olarak inşa edildi; caminin bakımını desteklemek amacı ile mağazalardan kiralanması düşünüldü ve dükkânlarla beraber hayırsever faaliyetler için bir okul, hamam ve hastaneyi inşa edildi. Pazarın Türkçe adı Mısır Çarşısıdır ve bunun sebebi binanın başlangıçta Mısır'dan ithal edilen mallara faaliyet göstermesidir. Çarşamba günleri ise Çin, Hindistan ve İran'dan İpek Yolu ile seyahat eden deve karavanlarının son durağıydı Çarşı. Bu Osmanlı Dönemi pazarında mücevher benzeri lokumun (Türk lokumu) yanında canlı, renkli baharatlar sergilenmekte ve her gün buraya gelen binlerce turist ve yerlinin gözlerinin kamaşmasını sağlamaktadır. Tezgâhlarda havyar, kuru otlar, bal, kuruyemiş ve kuru meyve de satılmaktadır. Turistler için yerel bibloları satan tezgâhların sayısı her yıl artmaktadır ancak Mısır Çarşısı halen yenilebilir hediyelikler satın almak, satıcılarla şakalaşmak ve iyi korunmuş binaya hayran kalmak için harika bir yer olmaya devam etmektedir.

Sultanahmet Camii

Caminin tasarımını en iyi şekilde anlamak için yapılacak en iyi şey komplekse Sultanahmet Parkı'ndan değil de Hipodrom tarafından giriş yapmaktır. Bir zamanlar caminin iç kısmıyla aynı olan avluya girdikten sonra binanın mükemmel oranlarını sizler de içeriye girdiğinizde takdir edeceksiniz. Tüm bunlarla beraber Sultanahmet Camii İstanbul'un en fotojenik binasıdır ve mezarı yapını Sultanahmet Parkı'na bakan kuzey tarafında yer alan Sultan Ahmet' in en büyük projesiydi. Caminin harika kıvrımlı dış cephesinde bir kubbe, altı ince minare mevcuttur ve iç mekânı mavi renk ağırlıkta olmak üzere İznik çinileri süslüdür. Binaya da gayri resmi fakat turistler tarafından yaygın olarak kullanılan ismi bu mavi, eşsiz İznik çinileri vermiştir. Binada altı minare (bu adet inşa edildiği sırada diğer camilerden daha fazla bir rakamdı), 260 pencere, on binlerce İznik çinisi bulunmaktadır ve avlusu tüm Osmanlı camilerinin en büyüğüdür.

İstanbul'da Yapılacak 10 Şey

1-Boğaz turu yapın, tarihi yalıları keşfedin.
2-Sokak satıcılarından geleneksel simit alın.
3-Açık Hava Konserlerinde eğlenin.
4-Karaköy ya da Haliç de teknelerden balık-ekmek alıp yiyin.
5-Galata da yürüyüş, retro sokak butiklerinden alış veriş yapın.
6-Tarihi kapalı çarşıyı ve halıcıları gezin.
7-Mısır Çarşısında birbirinden farklı baharatları öğrenin.
8-Kuru Kahveci Mehmet Efendi de Türk Kahvesi için.
9-Üsküdar da gün batımı izleyin.
10-İstanbul da yürüyün: Alışveriş ve barları ile ünlü İstiklal Caddesinde alışveriş yapın ya da eğlenin.

Hızlı Rezervasyon